Kalabalıktan geçilmeyen, kimin girip çıktığı belli olmayan yerlere karşı kullanırız Dingo’nun ahırı deyimini. Bu deyimin hikayesi, tam da anlamını taşıyan, İstanbul’un en nezih semtlerinden birinden geliyor.
Dillere pelesenk olmuş bu deyim, 1800’lü yıllarda Taksim’deki atlı tramvayların bir durak noktası olan Rum asıllı Dingo adlı bir kişinin ahırından geliyor. Bu atlı tramvayların Şişhane yokuşunu çıkabilmesi için takviye at alması gerekiyormuş ve Taksim’e ulaştırılan atlar, dinlenebilmeleri için Dingo’nun ahırındabekletiliyormuş. Atlı tramvay trafiği o kadar yoğun olurmuş ki ahıra giden atın haddi hesabı olmazmış. Bu yıllardan sonra da giren çıkanın belli olmadığı yerlere Dingo’nun ahırı denilmeye başlanmış.
Dillere pelesenk olmuş bu deyim, 1800’lü yıllarda Taksim’deki atlı tramvayların bir durak noktası olan Rum asıllı Dingo adlı bir kişinin ahırından geliyor. Bu atlı tramvayların Şişhane yokuşunu çıkabilmesi için takviye at alması gerekiyormuş ve Taksim’e ulaştırılan atlar, dinlenebilmeleri için Dingo’nun ahırındabekletiliyormuş. Atlı tramvay trafiği o kadar yoğun olurmuş ki ahıra giden atın haddi hesabı olmazmış. Bu yıllardan sonra da giren çıkanın belli olmadığı yerlere Dingo’nun ahırı denilmeye başlanmış.