Aşk hayatındaki giriş-gelişme ve sonuçlar, 30’lu yaşlara gelince ister istemez farklı türde ilerliyor. 20’li yaşların aksine, artık çok daha tecrübeli olan ve ne istediğini daha iyi bilen kadınların yeni bir aşktan beklentileri de hem fizyolojik hem de psikolojik olarak değişiyor. Womenist olarak 30’lu yaşlarına gelen bir kadının aşk hayatına dair bazı önerilerimiz var...
Ahlaki değerlerinize, maneviyatınıza uygun birini bulun
30’lu yaşlara geldiğinizde sevgilinizle artık partiden partiye koşmak, sabahlara kadar gezmek, içmek, eğlenmek yerine biraz düzen arayışında olmanız ve birlikte başbaşa zaman geçirme isteğiniz gayet doğal. Bu yaş diliminde, birlikte olacağınız erkeğin ahlaki değerlerinin sizinkine benzer olmasını önemsemenizi tavsiye ederiz. Örneğin evlilik düşünüp/düşünmemesi, çocuk sevip/sevmemesi, kadınların çalışmasına nasıl baktığı, evde hayvan besleme konusunda düşündükleri, vs...
Kavga edin, ama ne için?
Genç kız döneminizdeki o ani parlamaları ve sinir krizlerini30’lu yaşlara gelince artık çok daha az yaşama ihtimaliniz yüksek. İçinde hiç kavga barındırmayan bir ilişki de potansiyel tehlikeler içerdiğine göre, sevgilinizle kavga etmeyin demiyoruz. Fakat kavga ettiğiniz konularda artık çok daha seçici olmalısınız. Sadece önemli olduğunu hissettiğiniz mevzularda tartışmanızda büyük yarar var.
Sonu olmadığına inanıyorsanız, diretmeyin!
Sonu bir yere varmayacağına inandığınız, bir kısır döngü şeklinde devam eden ve size artık kesinlikle heyecan katmayan ilişkilerinizi ısrarla devam ettirmenize gerek yok. Sevgiliniz 40’lı yaşlarına merdiven dayamış ve hala annesiyle oturup işe gitmiyor mu? Ya da o parti senin, bu parti benim havalarında, gece hayatından vazgeçemeyenlerden mi? Yapmayın, hayata bir kere geliyorsunuz, emin olun ki çevrenizde binlerce seçenek daha var.
Çoluk çocukla zamanınızı harcamayın
Kendinizden yaşça genç kişilerle flört etme isteğinizi anlıyoruz. Fakat samimi olmak gerekirse, evlenip yuva kurmak ve çocuk sahibi olmak istiyorsanız, 30’lu yaşlarınız pek de hovardalıkla geçmeyecek bir dönem.
Biraz da yönlendirilmekte fayda var
30 ‘lu yaşlarınızda artık ne istediği daha iyi bilen, tavizkar tutumlardan sıyrılabilen ve kişisel özgürlüğüne çok daha düşkün bir birey olabilirsiniz, fakat yanınızdaki erkeğin sizi yönlendirmesine, ilişkinizde bazen söz sahibi olmasına da müsaade etmelisiniz. Tabii her zaman değil, bazen...
İyi bir karaktere sahip mi?
Karşınızdaki kişinin karakterini 30’lu yaşlarda eskisine göre çok daha iyi anlıyor olmalısınız. Bu yüzden içinizde ‘acaba değişir mi?’ sorularına çok daha az vermenizi öneriyoruz. Bu soru yerine sormanız gerekenler; iyi bir kariyere sahip mi, size iyi davranıyor mu? ve en önemlisi de ‘iyi bir insan’ mı?
Ailenizin fikri de önemli
Bu işler biraz da şans meselesi, fakat birlikte olduğunuz/olacağınız kişinin ailenizle olan ilişkilerini de gözlemlemelisiniz. Eğer uzun bir birlikteliğe adım atıyorsanız, ailenizde önümüzdeki yıllarda belki de ‘sürekli’ beraber olabileceğini unutmayın...
Alıntı
Ahlaki değerlerinize, maneviyatınıza uygun birini bulun
30’lu yaşlara geldiğinizde sevgilinizle artık partiden partiye koşmak, sabahlara kadar gezmek, içmek, eğlenmek yerine biraz düzen arayışında olmanız ve birlikte başbaşa zaman geçirme isteğiniz gayet doğal. Bu yaş diliminde, birlikte olacağınız erkeğin ahlaki değerlerinin sizinkine benzer olmasını önemsemenizi tavsiye ederiz. Örneğin evlilik düşünüp/düşünmemesi, çocuk sevip/sevmemesi, kadınların çalışmasına nasıl baktığı, evde hayvan besleme konusunda düşündükleri, vs...
Kavga edin, ama ne için?
Genç kız döneminizdeki o ani parlamaları ve sinir krizlerini30’lu yaşlara gelince artık çok daha az yaşama ihtimaliniz yüksek. İçinde hiç kavga barındırmayan bir ilişki de potansiyel tehlikeler içerdiğine göre, sevgilinizle kavga etmeyin demiyoruz. Fakat kavga ettiğiniz konularda artık çok daha seçici olmalısınız. Sadece önemli olduğunu hissettiğiniz mevzularda tartışmanızda büyük yarar var.
Sonu olmadığına inanıyorsanız, diretmeyin!
Sonu bir yere varmayacağına inandığınız, bir kısır döngü şeklinde devam eden ve size artık kesinlikle heyecan katmayan ilişkilerinizi ısrarla devam ettirmenize gerek yok. Sevgiliniz 40’lı yaşlarına merdiven dayamış ve hala annesiyle oturup işe gitmiyor mu? Ya da o parti senin, bu parti benim havalarında, gece hayatından vazgeçemeyenlerden mi? Yapmayın, hayata bir kere geliyorsunuz, emin olun ki çevrenizde binlerce seçenek daha var.
Çoluk çocukla zamanınızı harcamayın
Kendinizden yaşça genç kişilerle flört etme isteğinizi anlıyoruz. Fakat samimi olmak gerekirse, evlenip yuva kurmak ve çocuk sahibi olmak istiyorsanız, 30’lu yaşlarınız pek de hovardalıkla geçmeyecek bir dönem.
Biraz da yönlendirilmekte fayda var
30 ‘lu yaşlarınızda artık ne istediği daha iyi bilen, tavizkar tutumlardan sıyrılabilen ve kişisel özgürlüğüne çok daha düşkün bir birey olabilirsiniz, fakat yanınızdaki erkeğin sizi yönlendirmesine, ilişkinizde bazen söz sahibi olmasına da müsaade etmelisiniz. Tabii her zaman değil, bazen...
İyi bir karaktere sahip mi?
Karşınızdaki kişinin karakterini 30’lu yaşlarda eskisine göre çok daha iyi anlıyor olmalısınız. Bu yüzden içinizde ‘acaba değişir mi?’ sorularına çok daha az vermenizi öneriyoruz. Bu soru yerine sormanız gerekenler; iyi bir kariyere sahip mi, size iyi davranıyor mu? ve en önemlisi de ‘iyi bir insan’ mı?
Ailenizin fikri de önemli
Bu işler biraz da şans meselesi, fakat birlikte olduğunuz/olacağınız kişinin ailenizle olan ilişkilerini de gözlemlemelisiniz. Eğer uzun bir birlikteliğe adım atıyorsanız, ailenizde önümüzdeki yıllarda belki de ‘sürekli’ beraber olabileceğini unutmayın...
Alıntı